Kapitülasyon, TDK Sözlüğüne göre dilimize Fransızcadan geçmiş bir sözcük ve anlamı “Bir ülkede yurttaşların zararına olarak yabancılara verilen ayrıcalık hakları” şeklinde tanımlanmıştır. Örnek olarak da pek doğru şekilde “Yurdumuz, geçen yüzyıllarda kapitülasyonlardan çok zarar görmüştür.” tespitine yer verilmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılmasının çok çeşitli sebepleri olsa dahi en önemlilerinden birisinin kapitülasyonlar olduğu kabul edilmektedir. Osmanlı Devleti’nin verdiği kapitülasyonların çoğu iki taraf için geçerli olsa da ekonomisi güçlü olan taraf kapitülasyonlardan fayda sağlarken ekonomisi zayıf olan taraf kapitülasyonlardan zarar görmüştür. Kapitülasyonlar, Osmanlı Devleti’nin ekonomik gücünü sarsmış, yerli sanayii çökertmiş, ticaretin dengesini bozmuş, bütçe açığını arttırmış ve borçlanmayı hızlandırmıştır. Osmanlı Devleti’nin ekonomisinin bozulması ile birlikte çıkan isyan ve savaşlarla hızlanan bir süreçle çöküşe doğru gidilmiştir.
Kapitülasyonların Lozan’da tasfiye edilişinin önemi oldukça büyüktür. Türkiye Cumhuriyeti’nin tam bağımsız olması ancak kapitülasyonların kaldırılması ile mümkün olmuştur. Bu sayede uluslararası ortamda prestij ve etkinlik artmış, siyasi, adli ve ekonomik alanlarda tam bağımsızlık kazanılmış ve gelecek olumlu gelişmelerin yolu açılmıştır.
Lozan’ın üzerinden çok zaman geçtiği için artık yabancılara Türk soyundan gelenlere göre ayrıcalık tanınmasına zamanla tekrar hız verilmiştir. Belki Türk’ün yabancı hayranlığı, dostuna, akrabasına, çevresine yabancıyı tercih edişi, belki de onu Ortaasya’dan Anadolu’ya taşıdığı genetik bir özelliği. Yabancı sevdası zaman zaman sönse bile küllerinden her daim doğan bir yangın gibi. Son zamanlarda da her alanda yabancı sevdası hüküm sürmekte. Tabii ki vergilendirme alanında dahi.
Kapitülasyonların en önemlileri ticari ve mali sahada olanları olsa gerek. Türk Vergi Sisteminde yabancılara tanınan ayrıcalıklar son zamanlarda iyice hızlanmış durumda. Bu durum, vergi mevzuatının kontrolünün Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından kaybedilip her Bakanlığın kendi sahasında vergi teşvikleri dizayn etmesinden kaynaklanmaktadır.
Bir çırpıda birkaç vergi kanunu taraması yapıldığında yabancılara tanınan ayrıcalıkları bir çok yerde görmek mümkündür.
Gelir Vergisi Kanunu (GVK) Madde 7/1; Kurumlar Vergisi Kanunu (KVK) Madde 3.3.a.: Ticari kazançlarda: Kazanç sahibinin Türkiye’de işyerinin olması veya daimi temsilci bulundurması ve kazancın bu yerlerde veya bu temsilciler vasıtasıyla sağlanması (Bu şartları haiz olsalar dahi iş merkezi Türkiye’de bulunmayanlardan, ihraç edilmek üzere Türkiye’de satın aldıkları veya imal ettikleri malları Türkiye’de satmaksızın yabancı memleketlere gönderenlerin bu işlerden doğan kazançları Türkiye’de elde edilmiş sayılmaz.)
GVK Madde 23/14: Kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan dar mükellefiyete tabi işverenlerin yanında çalışan hizmet erbabına, işverenin Türkiye dışında elde ettiği kazançları üzerinden döviz olarak ödediği ücretler gelir vergisinden istisnadır.
GVK Madde 30: Dar mükellefiyete tabi olanların: 1. Hükümetin müsaadesiyle açılan sergi ve panayırlarda yaptıkları ticari faaliyetlerden elde ettikleri kazançlar (Türkiye’de başkaca iş yeri veya daimi temsilcileri bulunmamak şartıyla); 2. Bu sergi ve panayırlarda yaptıkları serbest meslek faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlar; Gelir Vergisinden müstesnadır.
GVK Mükerrer Madde 80: Dar mükelleflerin (kurumlar dahil), yabancı sermaye mevzuatına göre ilgili mercilerden izin almak suretiyle, Türkiye’ye bizzat getirdikleri nakdî veya aynî sermaye karşılığında iktisap ettikleri menkul kıymetler ile iştirak hisselerini elden çıkarmalarından doğan değer artışı kazançlarının hesabında, kur farkından doğan kazançlar dikkate alınmaz.
GVK Madde 89/13; KVK Madde 10.ğ.: Yabancılara; Türkiye’de verilen ve münhasıran yurt dışında yararlanılan mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi, ürün testi, sertifikasyon, veri saklama, veri işleme, veri analizi, mesleki eğitim ve sağlık hizmetlerinden elde edilen kazancın %80’i matrahtan indirilir.
GVK Geçici 67. Maddesine 5527 sayılı Kanunla eklenen “Dar mükellef gerçek kişi ve kurumlar için bu oran %0 olarak uygulanır” cümlesiyle getirilen kapitülasyon, Anayasa Mahkemesi’nin Esas Sayısı : 2006/119, Karar Sayısı : 2009/145 sayılı Kararı ile, mali güç ve eşitlik ilkelerine aykırı bulunarak iptal edilmiştir. Anayasa Mahkemesi kararının oybirliği ile değil, oy çokluğu ile alınmış olması dahi Ülkemizdeki yabancılara yönelik kapitülasyon arzusunun küçük bir göstergesi olsa gerek.
Katma Değer Vergisi Kanunu (KDVK) Madde 13.i. Yabancılara yapılan konut veya iş yeri teslimleri KDV’den istisnadır.
KDVK Madde 13.l. Yabancılara verilen koruyucu hekimlik, teşhis, tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri KDV’den istisnadır.
Yabancı uyruklulara (diplomatik temsilcilikler ve mensupları dâhil), turistlere veya yurt dışında çalışan Türk vatandaşlarına ülkemizde bulundukları sürede, döviz karşılığı verilecek sağlık hizmetleri nedeniyle düzenlenen kağıtlar damga vergisinden istisnadır.
Belki de listeyi uzatmak daha da mümkün, ama maksadım o değil. Maksat, vergilendirme gibi eşitliğin hakim olması gerektiği, belki bir çok istisna ve muafiyetin kaldırılması gerektiği bir alanda, yabancılara özel ayrıcalıklar oluşturulmasının ağır sonuçlarını göstermek.
Bugün ülkemizde yabancılar, biz yerlilere göre daha ucuza ev, işyeri, araba, sağlık, eğitim hizmeti alabiliyor. Acı bir durum ama gerçek… Dünyanın geçiş bölgesi olan bu toprakların haini, satılmışı, ajanı çok olur.
Zamanla tıpkı Lozan’da olduğu gibi aynı ruhla bu toprakların çilesini çekenlerin sefasını süren yabancılara üstün olduğu günler gelecektir.