0 yorum 180 Görüntüleme
180 Görüntüleme

YENİ YIL İKTİSADİYATI

image_print

Efendim bir sene daha hitama eriyor ve yeni yılın tezahür etmesine günler kaldı.

Yeni yıl cihanda sadece beşerin ahbaplarıyla, sıhrıyla, hısımıyla içtima yapmaları ve hoş vakit geçirmelerinden ziyade teşkil ettiği muazzam iktisadiyatla da büyük bir ehemmiyet kesb etmektedir. Mesala, ABD’de aralık ayındaki satışlar sair aylara nazaran %50’nin üzerinde artış izhar etmiştir. Satışlarla beraber muvakkaten de olsa istihdamda önemli bir artış olmaktadır. Bizde Şükran Günü ve Noel olarak zikredilen Thanksgiving ve Christmas, küçük esnaf ve turizm sınaati için hayati mertebede mühim bir devredir. ABD ve Kanada’da hayatını idame ettirenlerin %96’sı Noel zamanında küçük hediyelerle teati yapmaktadır. Bu devrede ferdi harcama yekünu 1000 USD’ı aşmaktadır. Bu muazzam bir nisbet ve meblağdır. 2023 senesinde ABD’de tatil dönemi harcamaları yekünde 964 milyar USD’ı aşmıştır. Almanya, Fransa, Avustralya ve İngiltere’de de vaziyet bundan farklı değildir. Cesametli kısmı hediyelik eşyadan neşet eden iktisadi hareketliliği müşahede edebiliyor musunuz?

Yeni yıl hazırlıkları ABD’de 28 Kasım’daki Şükran Günü’nden hemen sonra ibtida eder ve ocak ayına kadar sürer. Bu vetirede meskenlerin, sokakların, caddelerin tenviri, her ev sahibinin hemcivarıyla tatlı bir rekabet içinde meskenini ve büstanını tezyin etmesi, umum radyo kanallarında yeni yıl şarkılarının terennüm etmesi, televizyon kanallarında yeni yıl filmlerine evleviyyet verilmesi artık vaka-i adiyedendir. Üniversitelerde uzun dönemli Noel tatili, umum talebeleri heyecanlandıran, hasret çektikleri evlerine dönmelerine sebep olan mühim bir hadisedir. 31 Ekim’deki Cadılar Bayramı da nazar-ı dikkate alınırsa kasım başından ocak başına kadar olan zaman müthiş bir iktisadi hareketlenmeye sebep olmaktadır.

Tabiatıyla bu fevkalade dönemin getirdiği iktisadi istiab da fevkalade olmaktadır. Bu dönemdeki “ölü ağırlık kaybı”na dair ben de ABD’de tafsilatlı mesai sarfetmiştim. Ancak, burada bu muğlak meseleye girmenin ne yeri, ne zamanı var. Geçelim.

Efendim, 28 Kasım’da kutlanan Şükran Günü, ABD ve Kanada’da geçmiş yılın cümle nimetlerine şükretmek için tes’id edilen hususi bir gündür. Bu tebrikatın menşei de ABD’nin Massachusetts Eyaleti’nin Plymouth kasabasında İngiliz Kolonicilerin 1621 senesinde açlıkla mücadele ederken, Kızılderililerin avladıkları av hayvanlarını kendileriyle paylaşmalarına istinad etmektedir. Burada, ülfet, tesanüd ve uhuvvet esastır. Ancak, bu vetirenin sulh için çok da daimi olmadığı aşikardır. O gün bugün 1621 senesindeki ikrama binaen hindi Şükran Günü akşamlarının vazgeçilmezi haline gelmiştir.

Noel ise Hz. İsa’nın veladetinin tes’id edildiği 25 Aralık’tır. Ancak, 19. asrın sonundan itibaren bu tes’id hane halkının biraraya geldiği, 25 Aralık’ta başlayan uzunca bir tatil dönemine tebdil olmuştur. Günümüzde bu tebrikata Hristiyanlarla beraber, Hristiyan olmayan ariz bir güruh da faal olarak katılmaktadır. Bunda kış ayının gelip, belli bir devrenin kapanmasını tebrik eden çok farklı milletlerin ananelerinin aynı dönemle çakışmasının da tesiri vardır. Bizim 21 Aralık’taki Nardugan Bayramı da bu şumulde telakki edilebilir.

Memleketimizde bazı münafıkların 28 Kasım’daki Şükran Günü ile 25 Aralık’taki Noel’i bilerek tarümar edip, 31 Aralık’taki yeni yıl eğlencelerine dinsel bir mana vermelerine ve ağır tenkitler getirmelerine zaman zaman rastlıyoruz. Defalarca ikaz edildikleri halde, tegafül edip aynı meseleyi dönüp dönüp hazırda tutmalarına söyleyecek laf bulamıyorum.

Şimdi diyeceksiniz ki, ülkemizde 28 Kasım ile alakası olamayan 31 Aralık’ta hindi taam edilmesinin sebebi nedir?

Efendim, bunun da geçmişi Birleşik Krallık’a istinad eder. ABD’de Şükran Günü adedi olan hindi, kısa zamanda Avrupa’da da aynı tarihte yenilmeye başladı; sonrasında da 19. asırdan itibaren, 31 Aralık’taki yeni yıl eğlencelerinin vazgeçilmezlerinden oldu. Bu durum, diğer memleketlere de tesir etti. Bizim gibi bir memlekette Şükran Günü ananesinin ötesinde yeni yılı karşılama yemeğine tebdil oldu. Bir Amerika kıtası hayvanı olan hindi, 16. asırdan itibaren Avrupa’da tezahür etmeye başladı ve bir zaman sonra Osmanlı mutfağında da yer buldu.

Bu güzel hayvanın ismi neden memleketimizle yeksan oldu?

Efendim, hindinin Avrupa’ya gelişinin 16. asır olduğunu ifade etmiştim. 16. asırda Osmanlı zirvedeydi ve Birleşik Krallık dahil Avrupa memleketlerine derinden tesir etmekteydi. Bu devrede Avrupa’ya gelen birçok yeni mamule, sebzeye Türk ismi veriliyordu. Mısıra Türk buğdayı, kabağa da Türk salatalığı deniliyordu. O devrede Osmanlı’dan Avrupa’ya getirilen, Tokat tavuğu da denilen beç tavukları pek meşhurdu. Bu tavukların hindiye meşabeheti alenidir. Avrupalılar hindiyi görür görmez önce Turkey cock, sonra da Turkey demeye başladılar. Hatta ABD’de hindiyi milli hayvan ilan etmek isteyen Benjamin Franklin’in sırf ismi yüzünden bundan vazgeçtiği söylenir.

E, o zaman biz niye bu mübarek hayvana hindi diyoruz? Efendim, bunun da sebebi Amerika kıtasıyla Hindistan’ın karıştırılmasının uzun seneler akıllardan çıkmamasıdır. Fransızlar da hindiye Hint horozu manasında “Cock d’Inde” derler. Biz de Hindistan’dan gelen manasında hindi demişiz işte.

Efendim, yazımı nihayete erdirmeden önce sizlere bir hatıramı nakletmek isterim.

1973 senesinin 28 Kasım’ında üçüncü zevcem Jennifer’in ailesini ziyaret etmek üzere Massachusetts’in Salem şehrine gitmiştik.  Salem, Boston’a 25 mil mesafede şirin bir şehirdir. Bu şirin şehir, tarihte Cadı Mahkemeleriyle ve cadı olduğu iddiasıyla 1693’te asılan onlarca kişiyle, pek de hoş olmayan şekilde yad edilir. New York’tan Salem’e yeni zevcem ve yeni otomatik otomobilimle keyifli bir yolculukla 4 saatte gitmiştik. Jennifer’in anneannesi kocaman bir hindiyi akşamdan fırına koymuş, gece sık sık kalkarak alttaki tepsiye akan suyunu tekrar tekrar hindinin üzerine dökerek sabaha kadar ağır ateşte pişirmişti. Nihayetinde de kalan suyla “gravy” tabir edilen sosu yapmış ve hindiyle birlikte takdim etmişti. Kayınvalide, kayınpeder, büyükanne, büyükbaba, dayı ve yeğenlerin iştirak ettiği yemek pek lezizdi ve sofra muhteşemdi. Ancak, yemekten sonra Jennifer’in lisede tahsil gören ahmak kuzeni kendi imal ettiği plastik boruya raptedilen ve hava basıncı temin eden bir müştemilatı olan, yanıcı gaz ile çalışan ve çiğ patatesi uzaklara fırlatan “Potato Launcher” tabir edilen oyuncak benzeri bir aletle oynuyordu. Alkışlar ve kahkahalarla patatesi ne kadar uzağa atabileceğini gösterirken, mekanizma fücceten geri tepti ve kocaman boru hızla kafasına çarptı; kuzenin bağteten yere serilmesi bir oldu. Kuzenin cümcümesi tuhaf şekilde temessüh etti. Çıkan tok ve ekolu nidayı hala hatırlıyorum. Feryat figan içinde maaile 4 otomobille telaşla en yakın hastane olan Salem Hospital’a yetiştik. İdiyot kuzen iyiydi, sadece kafatası zedelenmişti. İki gün hastanede tutup, eve yolladılar. Herkes tabiatıyla pek meşgul olduğu için iki gün boyunca nöbetleşe Jennifer ile hastanede kaldık. Hastane yemeklerinden hazzetmeyen idiyot kuzenin talepleri de bitmek bilmedi. İki gün boyunca zatıalilerine şehirden yiyecek, içecek taşıdık. Güzelim tatil berbat olmuştu. Unutmak mümkün değil.

Hepinizin yeni yılını içtenlikle tebrik ediyorum. 2025 senesinin herkese hayırlı olmasını dilerim.

Selametle kalın!

@2024 -YASAL UYARI : Yazılar Yazarın Kendi Görüşünü İfade Etmektedir. İnternet sitemizde yer alan yazıların tüm hakları saklıdır. Ancak yazar ve site kaynağının aktif linkine yer verilerek alıntı yapılabilir. YAZILAR AYNEN YAYIMLANAMAZ. Aksi yönde eylemler hakkında Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundaki tazminat ve ceza hükümlerinin uygulanması için hukuki süreçler başlatılacaktır.

Bize yazın