İstihdam edilenleri tasnif etmenin en malûm makulelerinden biri de yaka renkleridir. Buradaki en mebsût renkler de mavi ve beyazdır. Mavi yakalı işler umumiyetle imalat veya inşaat faaliyetlerinde el emeği ve saatlik veya pâre başı ücret ile istihdam edilenleri ifade eder. Diğer cihette, beyaz yakalı işler ise umumiyetle dâirelerde yapılır ve işin tabiatı icabı idari veya aklâm işi olması gerekir. Beyaz yakalı olarak istihdam olunanlar umumiyetle sabit maaşla mesai sarfetmektedirler.
Yaka mevzuu, uzun zamandır bir timsal vasfı taşımaktaydı. Sınaîleşme evvelinde monarşiler ve zâdegân, şaşaalı, kolalı ve fırfırlı yakalarla kendilerini tefrîk ediyorlardı. Kıyafetler ne kadar şaşaalıysa kol kuvveti ile çalışmadıkları da o kadar barizdi. Ancak, tüccarlardan, fabrika maliklerinden ve mütehassıslardan müteşekkil yeni bir orta tabakanın inkişafı, faaliyetin mefhumunu değiştirdi ve maişetini tedarik için mesai yapmak mecburiyetinde olan ictimaî tırmanıcılar halâ zarif ve zengin görünmeye gayret ettiler.
Beyaz tebdil edilebilir yaka 1830’lardan beridir müstamel, 19. asrın mühim aksesuarlarından birisiydi. Tebdil edilebilir beyaz yaka ân be ân hala kayıt işi yapmak mecburiyetinde olan katipler ile dükkân sahiplerine her zaman temiz, âhiren kolalanmış bir yakaya sahip olma imkânı sağladı. Temsilin mühim olduğu alemlerde satıcılar bazen günde birkaç kere beyaz yakalarını tebdil eyler, her dâim süt gibi yakalarıyla müşterilerine hüsn-i kabul gösterirlerdi.
Bu iki nev’i çalışan arasında kat’i bir tefrik vardır. Mavi yakalılar, kaba ve kirli işlerle rapt edilirken, beyaz yakalılar esasında beyinlerini ve zekâlarını kullananlarla rapt edilir. Bu rapt, peşin hüküm olup, her zaman doğru değildir.
Mavi yakalı-beyaz yakalı farkının menşei 1930’lu senelere kadar gitmektedir. Meşhur “Chicago Mezbahaları”nın müellifi ABD’li Upton Sinclair, yazılarında idari işlerle alakâlı olarak “beyaz yakalı” ibaresini ilk kez kullanıp, bu tabirin münteşir olmasına yol açan şahsiyettir. Kendisini hürmetle yad ediyorum.
Mavi yakalı amele tabiri, umumiyetle iktisadî mecrada ziraat, imalat, inşaat, madencilik veya hizmet-tamirat sâhalarında bilumûm işlerdeki eşhâsı ifade eder. Bu eşhâsın ekseriyeti işin icraı esnasında mavi yakalı gömlekler iktisâ ederlerdi. Bazı mavi yakalı ameleler, fizikî olarak zecrî veya taabî vazifeler yapmak mecburiyetinde kalabilir. Temiz havada veya cesametli makinelerle veyahut da hayvanatla vazife ifasında bulunabilirler. Ameleler vasıflı veya vasıfsız olabilir. Lâzım gelen hüner ve maharetler işte veya mebsûten bir meslek okulunda sahip olunabilir.
Beyaz yakalılar umumiyetle dairelerde mesai yaparlar. İsminden de müsemma, umumiyetle beyaz yakalı veya terzi mamulü gömlekler giyen, takım elbise ve kravatla mesai yapanlardır. İşleri, dairede, idari, amir veya memur zemininde bir masada mesai sarfetmeyi ihtiva edebilir. Mavi yakalıların aksine, beyaz yakalılar umumiyetle fizikî olarak zecrî işlere sürülmezler.
Beyaz yakalı işlerin umumiyetle daha ziyade aranıldığı ve mavi yakalı işlerden daha itibarlı olduğu tefekkür edilir. Bunun sebebi, daire işlerinin imalat veya ziraatteki işlere nazaran daha tercihe şayanlık istikametindeki umumi telakkidir. Filhakika bu nevi işler belli mertebede kuvvet icab ettirir. Takdir olunur ki bu da her ademde bulunmaz. Beyaz yakalı işler ahali arasında “masa başı iş” olarak tarif edilir.
Bir memleketin enfrastrüktürü, işçilere fiziki gayretten ziyade zihni fokuslanma istilzâm eden emniyetli masa başı işleri teklif edilecek mikyasta ibdâ edilirse, fiziki gayret asgariye inmiş olacaktır. Fenni inkişâf bunu mümkün kılabilir.
Mavi yakalılar, beyaz yakalılarla benzer tahsil seviyesinde olmayabilirler. Bunun sebebi, daire işlerinin umumiyetle lise sonrası tahsile lüzum göstermesidir. Mesela, hesap kitap işleri için adam arayan bir şirket, yeni işe alınanların umumiyetle muhasebe veya maliye alanında ehliyete sahip olmasını talep eder. Buna mukabil, mavi yakalı işler, işte veya bir meslek okuluna giderek iktisap edilebilen maharetleri mecburi kılabilir.
Mavi renk, amelelerin mebsût kıyafetinden istidlâl etmiştir. Buna pantolon ve tulum rengi dahildir. Mavi gibi koyu renkler, fiziki çalışma neticesinde kıyafetleri kirletebilecek kir ve diğer malzemeleri setr etmeye yardımcı olur. Diğer taraftan, beyaz yakalı çalışma, tüccar ve bunların dairelerinde istihdam edilenler tarafından kravatla giyilen beyaz düğmeli gömleklerle alakalandırılır. Bu nevi kıyafetlere sahip kişiler, kıyafetlerini kirletebilecek gayretlere çok az maruz kalarak masalarda oturur ve dairelerde dolaşır. Mâzide beyaz rengi kirletebilecek ihtimali en kuvvetli malzeme mürekkep olduğu için bilhassa kayıt muamelesi yapan muhasebeciler mesai sarfederken siyah bez kolluklar kullanmaktaydılar.
Bu tabirler müstakilen beyaz yakalı çalışanların sadece mavi yakalı çalışanlardan daha fazla para kazanmakla kalmayıp aynı zamanda farklı ictimaî tabakalara ait oldukları hissiyatını da taşır. Beyaz yakalıların daha fazla kazanabilecekleri ve daha tahsilli olabilecekleri için daha yüksek bir itibara sahip oldukları düşünülür. Mavi yakalıların ise el emeğiyle çalıştıkları ve daha az eğitimli olabilecekleri için ictimai tabaka olarak daha aşağıda oldukları tefekkür edilir.
Unutmayın, vaziyet her zaman böyle değildir!
Günümüzde inkişaf eden fenniyât, birden fazla maharete, farklı sahalarda tecrübeye ve tatbikî kabiliyetlere sahip çalışanlara olan ihtiyacı sebebiyle yaka renklerine (ve bu tabirlerin kullanımına) dair telakkilerin tegayyüründe mühim bir rol oynamıştır.
Sanayi inkılabı, fertlerin iş aramak için taşradan şehirlere intikaliyle mavi yakalı işçi devresini başlattı. Diğer taraftan, beyaz yakalı işler 20. asırda temayüz etmeye başlamıştır. Filahât sanayileştiğinde, neticede işsizlikte artış oldu. Ademiyân, fabrikaların makinelerini çalıştırmak ve imalat hattında çalışmak için işgücüne ihtiyaç duyulan büyük şehirlere hücum etmeye başladı.
Bir ferdin mavi yakalı bir işte çalışırken, diğerinin beyaz yakalı bir işte çalıştığını söylemek, kazançlarda bir farklılık olduğunu ima eder. Mavi yakalı işçi saatlik ücretlerle çalışabilir; imal veya monte edilen mamûl başına tediye alabilir. Çalışma saatlerini ve istikbaldeki iş emniyetini muhafaza eden bir sendikanın unsuru olabilirler. Sendikalaşmanın artmasıyla mavi yakalıların hakları da kanunen emniyet altına alınmaya başladı. Binaenaleyh, mavi yakalı işçinin işinin, üçüncü bir tarafla yapılan mukaveleye bağlı veya arızî olmasına bakılmaksızın istikrarı konusunda itimatsızlık her zaman olabilir.
Diğer taraftan, beyaz yakalıların umumiyetle işini daha sert bir işe alma vetiresiyle elde etmiş olduklarından işten çıkarılmaları da daha müşkil olabilir. Maaş almayanların iradı, hususi muayenehane avukatları ve tabipler gibi bir müşteri tabanının idame ettirilmesine merhun olabilir. Ancak, iş belirli maharetler icab ettirdiğinde mucib mevkileri istikrar kazanabilir.
Zaman içinde yaka tabirlerinde gri, altın, yeşil, kırmızı, pembe gibi renk artışı müşahade edildi.
Gri yakalı iş, mavi yakalı ve beyaz yakalının bir terekkübüdür ve birincisinin fiziki emeğini, ikincisinin fennî maharetini ve talimini tecemmu eder. Gri yakalı mesleklere misal olarak, ilk müdahale görevlileri, kompüter mütehassıları, hekim olmayan sağlık çalışanları ve uçuş muvazzaflarını verebiliriz. ABD Çalışma İstatistikleri Bürosu’na göre, gri yakalı mesleklerin 2022 ile 2032 seneleri arasında mühim bir terakki göstermesi beklenmektedir.
“Altın yakalı”, daha yüksek vasıflarla gelen ve daha fazla talep gören beyaz yakalı çalışanları ifade eder. Bunlara tabipler, hesap mütehassısları, mühendisler, tahkik yapan ilim insanları ve avukatlar dahildir.
En yeni yaka renklerinden biri, çevre sınaisindeki işleri ifade eden yeşil yakadır. Buna güneş panelleri veya rüzgâr tribünleriyle çalışan veya yebani hayatı muhafaza sahasında çalışan eşhas dahil olabilir.
Kırmızı yakalı çalışanlar, hükümette çalışan ve maaşları kırmızı mürekkep bütçesinden gelen zevatdır.
Pembe yakalı iş, hemşirelik, hastabakıcılık, muallimlik ve sekreterlik işleri de dahil olmak üzere tarihî olarak avretin hakîm olduğu sahaları tarif etmek için kullanılan eski bir tabirdir.
Zamanımızda bu nevi çalışanlar arasındaki hat kayboluyor. Mavi yakalı iş fenniyatı arttıkça, âmilin (mesela elektrikçiler ve kablo tesisatçıları) aldığı talim, kurs ve buna dair ücûrât da artıyor ve bazı beyaz yakalı iş piyasaları müstağni hale geldiğinde, çalışanlar mavi yakalı meslektaşlarından çok daha fazla kazanmıyor. Bunun sebebi, mevkiler için rekabetin işverenlerin daha düşük maaşlar teklif etmesine veya çalışanların ziyadesiyle vasıflı oldukları işleri almasına müsaade etmesidir.
Mavi ve beyaz yakalı veçhesinden tehalüf ifa olunan işin vasfına, itimat seviyesine ve işin ihtiva ettiği mesuliyete göre tespit edilebilmektedir.
- İşin Vasfı: Mavi yakalı işler daha fizikî gayrete ihtiyaç gösterip, fizikî mamûllerin teşkili veya cihetiyle re’sen alakalı olabilir. Beyaz yakalı işler planlama ve idareye hedeflenerek aklî veya münevver gayreti ihtiva etme ihtimali daha yüksektir.
- Tazminat: Mavi yakalılar umumiyetle çalıştıkları saatlere veya tamamladıkları vazifelere göre ücret kazanırken, beyaz yakalılar umumiyetle sabit bir maaş alırlar, ayrıca muhtemel ikramiyeler ve yan hakları da vardır.
- Tahsil İhtiyacı: Mavi yakalı vazifeler muayyen ticaret sertifikaları veya çıraklıklar icab ettirebilirken, beyaz yakalı işler umumiyetle üniversite derecesi veya muayyen bir alanda hususi tahsil istilzâm edebilir.
- Çalışma Mahalli: Çalışma mahalli de mühim farklılıklar gösterir; mavi yakalılar kendilerini daha sınai, açık hava veya emek kesif mahallerde bulabilirken, beyaz yakalılar genellikle kapalı daire mahallerinde çalışırlar.
Mavi yakalıların müşkil çalışma şartları, 1929 Ekonomik Buhranı’ndan ve II. Cihan Harbi’nden sonra sendikalaşmanın mebsût ve faal hale gelmesiyle mühim mikyasta ıslâh olmuştur. Bunda Sovyetler Birliği’nin bir tercih olarak mavi yakalılara tesir etmesinin de payı büyüktür. Kapitalist nizam meknuz kayıplar muvacehesinde taviz vermek mecburiyetinde kalmıştır. Ancak, tercihin zail olmasıyla ve şartların mühim mertebede tegayyür etmesiyle durum farklılaşmıştır. Sendikalaşma nispeti, ABD’de bilhassa 1970’li senelerden itibaren mühim mertebede azalmaya başlamıştır. 1970’li senelere kadar %40’lara yaklaşan sendikalaşma nispeti, 1980’lerde %20’ye, 2000’lerin başında %13,5’e düşmüştür. 2011 yılı itibarıyla bu rakam %11,8’dir.
Memleketimizde de durum farklı değildir. 1947 senesinde ilk Sendika Kanunu’nun çıkmasıyla teşkilatlı sendikalar da akdedilmeye başladı. Sendikalaşma nispeti memleketimizde hiç yüksek olmadı. 1980’lerde %25 olan sendikalaşma nispeti, 2000’de %12’ye, 2017’de de %8,6’ya kadar düştü.
Zamanımızda fenniyatın inkişaf etmesi ve âlemiyyetin büyük hız kazanmasıyla kapitalizm de buhranlar ve bünyesiyle mühim tadilatlar geçirmektedir. Fabrikalarda otomasyonun imalat idaresini tağyir etmesi mavi yakalılara tesir ederken, dairelerde de sunî zekâ ve internet vasıtasıyla alınan hizmetler bilhassa beyaz yakalılara tesir etmektedir. İhtiyaç duyulan malumât, yaka tehâlüfünü de tenkil etmiştir. Mavi yakalılar, teşkilatlanma ve yeksân hareket edebilme maharetleri, mücadelelerinin bir tarihçesinin olması ve muhtelit hissiyatlarının bulunmaması sebebiyle karşılaşılan müşkülatla daha kolay mücadele edebilmeleri, kendilerini zamanın icâblarına münasip olarak inkişâf ettikleri nispette de rağbet edilen anâsır vaziyetine gelebilmektedirler. Ara eleman ihtiyacı, İktidar’ın yanlış talim, terbiye ve istihdam siyasetinin tesiriyle de hayati bir ehemmiyete sahip hale gelmiştir. Sermaye bu ihtiyacını bertaraf edememekte; mavi yakalılar da kendilerine olan ihtiyacın farkında olup, bu boşluktan azami faydayı temin etmektedirler. Eleman temini buhranının önümüzdeki senelerde memleket buhranına tebdili muhtemeldir.
Beyaz yakalılar, asla müteşekkil olamamışlardır. Behem hareket edebilme maharetleri yoktur. Ümitleri farklıdır ve kendilerini vaz’ettikleri yer hayatın hakikatleriyle çakışmamaktadır. Hiçbir zaman sendikalaşmayı tefekkür etmemişlerdir. Toplu iş mukavelelerinde umumiyetle sermayedarın yanında oturmuşlardır. Beyaz yakalılar, her zaman kendilerini sermaye sahiplerine yakın görmüşler, onlarla beraber hareket etmişlerdir. Ancak bu muhabbet mütekabil değildir. Sermaye sahipleri için yaka farkı yoktur. Sermaye sahipleri, beyaz yakalıları asla kendilerinden birisi olarak addetmemişlerdir, üf’ûleleri mucibince ârizi olarak kıymet vermişlerdir. Mavisi de beyazı da sermaye için vazgeçilmez değildir.
Zamanımızda, anîfen bahsettiğimiz alemîyyet, fennî inkişâf, iş hayatının bünyesinin tebeddülü, başta dünyadaki kutuplaşma ve muhâcerret hareketleri olmak üzere siyasi sebepler, mavi yaka-beyaz yaka farkını mühim mertebede kaldırmıştır. İmalatın getirdiği tabakalar sadeleşmiştir. Ortada iki zümre vardır: Sermaye ve istihdam edilenler. Çok da uzun olmayan bir müddet içinde hak mücadelesinde mavi-beyaz ayrımının zâil olacağı açıktır. Hak, hukuk ve adalette mavi beyaz farklılığı yoktur. Mücadelede iyi bir sevkülceyş tayin edilmezse, kıymetli sanatçı Cem Karaca’nın şarkısının sözleri, işçi kelimesinin tebdiliyle yine hayatımıza girecektir: “Emekçisin sen, emekçi kal!” Zira, mavi takalı da beyaz yakalı da işçi, memurîn farkı olmaksızın esasında bir nevî emekçidir.
Efendim, yazımı bir hatıramı naklederek bitirmek istiyorum.
İkinci zevcem Claire ile Londra’dayken 14 Mart 1968’de Perşembe günü Karl Marx’ın Highgate Mezarlığı’ndaki kabrini ziyaret ettik. Karl Marx, zevcemin çok kıymet verdiği ve ziyadesiyle müteessir olduğu bir ilim adamıdır. Bu sebeple, kendisiyle sık sık münakaşa ederdik. Hayat tarzım, kendisinin sıklıkla tenkit ettiği tabaka farklılığını tenkil etmeyen asrî burjuva cemiyetinin bir azasına ait olsa da ve iştirak etmesem de fikirlerini hep nazar-ı dikkate almışımdır. ABD’deki talebeliğim sırasında Senatör Joseph McCarthy’nin “İkinci Kızıl Tehlike” propagandalarından refiklerimle beraber ben de müteessir oldum. Bu hususu ayrıca anlatırım.
Karl Marx’ın kabrine vefatının 85. sene-i devriyesinde ziyarette bulunduk. Zevcem, kendisinin en hazzettiği defne yaprakları ve çiçeklerinden bıraktı. Mezarı başındayken, üzerimdeki kıyafetlerime bakıp tebessüm ettim. Üzerimdeki ipekten mamûl ince Burberry kravatıma, hususi olarak diktirdiğim üç düğmeli ceketi ve yeleği olan kırçıllı koyu takım elbiseme, Harrods’tan aldığım deri kunduralarıma ve Admiral Cup serisinden Corum saatime bakınca nazaride ve pratikte hayatın tezatlıklarını derinden hissettim. New York’ta beynelmilel büyük bir şirketin CFO’su ve bir beyaz yakalı olarak yaptığım bu ziyaret seneler sonra benim için daha da manidar hale geldi.
Mezar taşındaki “Dünyanın Bütün İşçileri Birleşin!” kelimesi günümüzde, mavisi, beyazı, grisi, pembesiyle “Dünyanın Bütün Emekçileri Birleşin!” haline dönüşmüştür. Bu kendi fikriyatına da mugayir değildir. Marks’ın, her ne kadar fikirlerine iştirak etmesem de dünyada işçilerin hayatına derinden tesir ettiği ve çalışma şartlarının değişmesine yol açtığı aşikârdır. Marks’ı vefatının sene-i devriyyesinde hürmetle yad ediyorum.
Selametle kalın.